Nafaka Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi?

Nafaka ile ilgili hukuki süreçler, birçok kişinin hayatını doğrudan etkileyen önemli bir konudur. Özellikle boşanma sonrası nafaka yükümlülükleri, taraflar arasında sıkça tartışmalara neden olabilmektedir. Bu süreçte, “Nafaka Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi?” sorusu sıklıkla gündeme gelir. Kimi durumlarda nafakanın icra edilip edilemeyeceği, tarafların hak ve yükümlülükleri açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu yazımızda, nafaka kararının kesinleşme sürecini, icra işlemlerinin ne zaman başlatılabileceğini ve hangi hallerde kesinleşmeden icraya gidilemeyeceğini kapsamlı bir şekilde ele alacağız. Bu sayede, hukuki durumunuzu daha iyi anlamanıza yardımcı olmayı amaçlıyoruz.
Nafaka Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi?
Nafaka konusunda, Nafaka Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi? sorusu oldukça merak edilen ve hukuki belirsizlikler barındıran bir konudur. Öncelikle, nafakanın icra aşamasına geçiş sürecini anlamak için, nafakanın ne anlama geldiğini ve hangi hukuki çerçevelerde değerlendirilmesi gerektiğini incelemekte fayda var.
Nafaka, boşanma davası devam ederken ya da evlilik birliğinin sona ermesi durumunda bir tarafın diğerine yapması gereken mali destek anlamına gelmektedir. Bu bağlamda, nafaka ile ilgili verilen kararlar, belirli koşullara bağlı olarak hemen icra edilebilir. Ancak bu durumun yasal çerçevesini kavrayabilmek için kararın kesinleşip kesinleşmediği oldukça önemlidir. Yasal düzenlemelere göre, nafaka talepleri, nafaka kararının kesinleşmesini beklemeden icraya konulabilir. Bu, nafaka borçlusunun yükümlülüklerini derhal yerine getirmesi anlamına gelir.
İcra takibi başlatılabilmesi için belirli koşulların sağlanması gerekir. Öncelikle, nafaka kararının icra edilebilir nitelikte olması gerekmektedir. İcra mahkemeleri, hukuki sürecin doğru işlemesi adına, nafaka kararlarıyla ilgili gerekli incelemeleri yapar. Eğer bu karar yasal gereklilikleri taşıyorsa, nafaka talep eden taraf, icra takibini başlatma hakkına sahip olur.Mahkemenin verdiği bir tedbir nafakası kararı var ise bu nafakayı ilamsız icra takibi ile karşı taraftan tahsil edebilirsiniz.Ancak yoksulluk ve iştirak nafakası kararı verilmiş ise bu kararları icraya koyabilmeniz için kararın kesinleşmesi gerekmektedir.
Nafaka ödemeleri arasında gecikmeler yaşanmaması adına, tarafların bu süreci dikkatle takip etmeleri önemlidir.
Nafaka Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi? sorusunun yanıtı, yasal çerçeve içerisinde evet olarak kabul edilebilir. Ancak bu süreçte, her iki tarafın da hukuksal haklarını koruyabilmesi adına, durumu dikkatle değerlendirmesi ve profesyonel hukuki destek alması önerilmektedir.
Karar Kesinleşmeden Nafaka Ödenir Mi?
Nafaka ödenmesi, boşanma veya ayrılık durumlarında sıkça karşılaştığımız bir hukuki konudur. Ancak, Nafaka Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi? sorusu da bu süreçte önemli bir yere sahiptir. Öncelikle, nafaka kararının kesinleşmesini beklemeden ödenip ödenemeyeceğini anlamak için, nafaka türlerine ve icra sürecindeki yönteme bakmamız gerekiyor.
Nafaka, genel anlamda bir tarafın diğerine yaşam standartlarını devam ettirmesi için belirli bir süre zarfında ödediği maddi destek olarak tanımlanabilir. Bu ödemelerin, mahkeme tarafından verilen hükümle belirlenmesi gerekmektedir. Ancak karar kesinleşmeden yapılacak ödemeler üzerine özellikle durmamız gerekiyor.
Kararın kesinleşmemesi hâlinde, nafakanın ödenip ödenmeyeceği sorusuna yanıt vermek için Türkiye’deki hukuki düzenlemelere göz atmalıyız. Medeni Kanun ve İcra İflas Kanunu hükümleri, nafaka kararı verilmeden önce tarafların yaşam standartlarını korumaya yönelik bir yol sunmaktadır. Buna göre, mahkeme tarafından geçici nafaka kararı alındığında, kesinleşme süreci beklenmeden bu nafakanın ödenmesi mümkündür.
Özellikle geçici nafaka alacakları, mahkemenin bu alanda verdiği karar doğrultusunda icra edilebilir. Bu noktada, nafaka ödemelerini tahsil edebilmek için karşı taraf aleyhinde icra takibi yapılması gerektiği unutulmamalıdır. Ancak bu süreçte dikkat edilmesi gereken en önemli husus; kesin karar olmadan başlatılan icra takiplerinin ilamsız olarak başlatılması gerektiğidir.
Nafaka kararının kesinleşmesini beklemeden ödemelerin yapılması mümkündür. Ancak, bu ödemelerin hukuki süreçleri beraberinde getireceği sonuçları da göz önünde bulundurmak önemlidir. Bu nedenle, nafaka ödemeleri konusunda dikkatli olmalı ve gerekirse hukuki danışmanlık alarak ilerlenmelidir. Bu şekilde hem haklarınızı koruyabilir hem de yasal süreci daha sağlıklı bir şekilde yönetebiliriz.
Nafaka Ne Zaman İcraya Konulur?
Nafaka talepleri, malî yükümlülüklerin yerine getirilmesi açısından önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle, nafaka ödemelerinin icra süreci hakkında bilgi sahibi olmak, hem alacaklı hem de borçlu açısından kritik öneme sahiptir. Peki, nafaka ne zaman icraya konulur?
İlk olarak,yoksulluk ve iştirak nafakasına ilişkin icra sürecin başlayabilmesi için kesinleşmiş bir mahkeme kararı gereklidir. Mahkeme kararı kesinleşmeden icra girişiminde bulunulmaması, hukukun temellerinden biri olan “hukuki güven” ilkesinin bir gereğidir. Mahkeme kararı kesinleşmemişse,başlatacağınız ilamsız takibe,karşı tarafın itiraz etme hakkı bulunmaktadır. Bu durumda açacağınız itirazın kaldırılması davası ile icra takbinizin devamını sağlamanız gerekmektedir.
Ayrıca, nafaka kararının icra edilme zamanlaması, alınan kararın türüne ve içeriğine göre de değişiklik gösterebilir. Örneğin; boşanma davalarında verilen nafaka kararları, mahkemenin verdiği tarihten itibaren yürürlüğe girer. Dolayısıyla, nafaka ödemelerinin ne zaman icraya konulacağı hususunda Nafaka Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi? sorusu da ön plana çıkmaktadır.
Bir diğer önemli nokta, nafaka borçlusu tarafından ödeme yapılmadığı takdirde, alacaklının icra takibi başlatma hakkını kullanabileceğidir. Ancak, burada dikkat edilmesi gereken husus, icra takibinin ne zaman başlatılacağıdır.
Kaçınılmaz olan, nafaka icrası esnasında ilgili mahkeme kararlarının ve süreçlerin titizlikle gözden geçirilmesidir. Taraflar adına etkili bir icra sürecinin yürütülmesi, hukuki danışmanlık almayı da gerektirebilir. Bu noktada, boşanma avukatından danışmanlık almanızı öneririz; zira, hukuki süreçlerin karmaşıklığı, doğru yöntemlerin uygulanmasını zorlaştırabilir.
Hangi Kararlar Kesinleşmeden İcraya Konulamaz?
Nafaka talepleri gibi bazı hukuki kararların uygulanabilirliği, kararların kesinleşip kesinleşmemesine bağlıdır. Özellikle Nafaka Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi? sorusu bağlamında, hangi kararların kesinleşmeden icra edilemeyeceğini bilmek son derece önemlidir.
Öncelikle, belirli türdeki kararlar icra aşamasına geçmeden önce kesinleşmesi gereken kararlar arasında yer alır. Bunlar genel olarak, hukuk sistemimizde temel hak ve özgürlükleri koruma amacı taşıyan ve kesin hüküm gerektiren kararları içerir. Örnek vermek gerekirse, boşanma sonrası nafaka taleplerinin icrasının, mahkeme kararlarıyla desteklenmesi ve bu kararların kesinleşmesi gerekmektedir. Yani, eğer mahkeme kararı hâlâ temyiz aşamasındaysa veya kesinleşme süreci devam ediyorsa,kesinleşmesi gereken nafaka ödemeleri bu süre zarfında icra edilemez.
Aynı zamanda, çoğu durumda, nafaka artırım talepleri gibi yönlendirme kararlarının ve mahkemece belirlenen tazminatlar gibi ikincil derecedeki kararların da kesinleşmeden icra edilemeyeceği gerçeği unutulmamalıdır. Bu süreç, kişinin haklarını koruma amacı taşır ve yargı sürecinin tamamlanmasını bekler.
Bunun yanında, yukarıda da değindiğimiz gibi mahkemece verilen tedbir kararları icra edilebilir ancak yine de bu kararlar açısından kesinleşme şartı yönünde incelemeler yapılması gerektiği unutulmamalıdır. Tedbir kararlarının geçici nitelikte olduğu düşünülmeli ve bu tür kararların icra edilebilirliği konusunda yasal sürecin dikkatlice takip edilmesi gerekmektedir.
İcra yetkisi yalnızca kesinleşmiş hukuki kararlarla mümkün değil,kesinleşmeyen mahkeme kararlarıyla da mümkün olmaktadır. Mahkeme kararlarının kesinleşme süreci, bireylerin haklarını korumak ve adaletin tesis edilmesi amacıyla oldukça önemli bir süreçtir. Dolayısıyla, Nafaka Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi? sorusuna verilecek yanıt, olağan hukuk süreçlerinin titizlikle yürütülmesi gerekliliğinden kaynaklanmaktadır.
Nafaka Artırım İlamlı İcra Mı?
Nafaka, özellikle boşanma sonrası daha çok gündeme gelen hukuki bir konudur ve bazı durumlarda nafaka miktarında bir artış söz konusu olabilir. Ancak nafaka artırımının icra süreçleri, pek çok kişi için kafa karıştırıcı olabiliyor. Nafaka Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi? sorusu, nafaka artırımında da gündeme gelmektedir. Nafaka artırımının icra edilip edilemeyeceği, bazı özel durumlara bağlıdır.
Nafaka artırımı için mahkeme kararı gereklidir.Eğer mahkemece tedbiren bir ara karar verilmişse,bu kararı icraya koyabilirsiniz.Ancak mahkeme karar kesinleştikten sonra nafakanın ödenmesine gibi bir karar oluşturmuşsa bu durumda,bu kararın kesinleşmeden icra edilmesi, hukuki açıdan mümkün değildir. Mahkeme tarafından verilen nafaka artırımı kararı, karşı tarafça itiraz edilebilir ya da temyiz edilebilir. Dolayısıyla, bu süreçte karara itiraz yapılması durumunda, karar kesinleşene kadar icra işlemleri durdurulabilir. Bu bağlamda, nafaka artırım kararı kesinleşmeden nafaka ödemeleri başlamaz.
Aynı zamanda, nafaka artırımının icra edilmesi için, kararın icra edilebilir olması gerekir. Eğer alacaklı kişi nafaka artırımını gerektiren yeni bir durum ortaya çıkmışsa ancak mahkeme süreci devam etmekteyse, bu durumda nafaka artırımı için icra takibi yapılması mümkün olmayabilir. Bu nedenle, nafaka artırımı ile ilgili icra talepleri, öncelikle mahkemenin kararına bağlıdır.
Özellikle nafaka artırımında, kişisel durumların ve ekonomik koşulların göz önünde bulundurulması önemlidir. Bu bağlamda nafaka ödenmesi gereken kişi için artırım talep edilse bile, icra süreçlerinin hukuki sınırları içerisinde kalması gerektiğini unutmamak gerekir.
Nafaka artırım kararlarının icra edilebilmesi, mahkeme sürecinin nasıl yürütüldüğüne bağlıdır. Bu süreçte, mahkemeden alınan karara uyulması, hukukun gereklilikleri açısından son derece önemlidir.
Aile Ve Şahsın Hukukuna İlişkin İlamların Kesinleşmeden İcraya Konulamayacağı Durumlar
Aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar, Türk hukuk sisteminde son derece hassas bir konudur. Bu tür davalarda verilen kararların kesinleşmeden icraya konulup konulamayacağı, birçok kişi için önemli bir merak konusudur. Öncelikle, nafaka kesinleşmeden icraya konulabilir mi? sorusunu düşünmeden önce, aile hukukuna dair ilamların icra sürecini anlamamız gerekmektedir.
Aile İlamları ve İcra Süreci
Aile hukukuna mensup kararlar, genellikle bireylerin yaşamlarındaki kritik noktalara doğrudan etki etmektedir. Boşanma, velayet, nafaka gibi konular, yalnızca tarafların maddi durumu üzerinde değil, aynı zamanda ruhsal durumları üzerinde de derin etkiler bırakır. İşte bu nedenle, aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamların kesinleşmeden icraya konulamayacağı durumlar, özellikle dikkat gerektirir.
Kesinleşme Sürecinin Önemi
Aile hukukuna ait ilamların icra süreçlerinin başlaması için belirli bir kesinleşme sürecine tabi olması gerektiği belirtilmiştir. Aile mahkemelerinde verilen kararlar, genellikle temyiz edilebilmektedir. Bu temyiz süreci tamamlanmadan kararın icra edilmesi, taraflar arasındaki dengenin bozulmasına yol açabilir. Bu nedenle, yoksulluk ve iştirak nafakası gibi aile hukuku kapsamında yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmeye başlaması için kesinleşmiş bir ilama ihtiyaç vardır.
İcra Takiplerinin Kısıtlanma Nedenleri
Aile hukukuna ait ilamların kesinleşmeden icraya konulamayacağı durumlar arasında, özellikle mağdurun yararını gözeten düzenlemeler yer almaktadır. Örneğin, çocukların velayet hakları veya nafaka yükümlülükleri gibi konularda alınan kararlar, teminattan yoksun bir şekilde icra edildiğinde, mağdur taraf üzerinde geri dönülmez zararlar doğurabilir. Bu sebeple, mahkemelerin bu tür ilamları kesinleştirmeden icra sürecine sokmamaları, hukuk sisteminin öngördüğü koruma önlemleri arasında yer alır.
Aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamların kesinleşmeden icraya konulamayacağı durumlar, yürürlükteki yasalar ve mahkeme kararları ile sıkı sıkıya bağlantılıdır. İcra sürecinin başlaması için gerekli olan kesinleşme, yalnızca tarafların haklarını güvence altına almakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal adaletin sağlanmasına da katkıda bulunur. Bu nedenle, nafaka kesiminin uygulanabilirliği ve icra edilip edilemeyeceği konularında, hukuk sistemimizin sağladığı koruma mekanizmalarını unutmamak oldukça önemlidir.
Mahkumiyete İlişkin Ceza İlamlarının Tazminat Ve Yargılama Giderlerine İlişkin Kısımları
Mahkumiyete ilişkin ceza ilamları, bir kişinin suçlu bulunması durumunda mahkeme tarafından verilen kararlar olarak bilinir. Bu kararlar, yalnızca ceza ile sınırlı olmayıp, aynı zamanda tazminat ve yargılama giderlerini de içerebilir. Özellikle nafaka davalarında, mahkumiyet kararlarının icrası ve buna bağlı olarak ortaya çıkan tazminat talepleri önemli bir yere sahiptir. Nafaka Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi? sorusu, bu bağlamda sıkça gündeme gelmektedir.
Ceza mahkumiyetleri, kişilerin ekonomik ve sosyal durumlarını doğrudan etkileyebilir. Örneğin, bir kişi cezaevine girdiğinde veya mahkum olduğunda, daha önceki nafaka ödemeleri bu durumdan etkilenebilir. Ceza ilamı ile birlikte, mahkumun maddi yükümlülükleri, özellikle çocuk veya eş için nafaka ödemeleri gibi konular, zamanla daha da karmaşık hale gelebilir. Bu sebeple, gerekli yasal süreçler yerine getirilmeden, bir icra takibi başlatmak genellikle mümkün değildir.
Tazminat ve yargılama giderleri açısından, mahkumiyet kararlarının kesinleşmeden icra edilmesi mümkün değildir. Bunun en önemli nedeni, mahkumiyete ilişkin hükümle birlikte verilen tazminat veya giderler karşısında mahkumun uzlaşma veya itiraz hakkının bulunmasıdır. Bu durumda, icra takibi başlatmak için hukuken kesinleşmiş bir kararın varlığı şarttır.
Bazı mahkeme kararları kesinleşmeden icraya konulamaz, çünkü bu durum kişilerin temel haklarını ve adil yargılanma ilkesini ihlal edebilir. Mahkumiyet kararlarının kesinleşmesi ardından, tazminat talepleri ve yargılama giderleri gibi hususlar icra aşamasına geçebilir. Bu tür durumlar, özellikle nafaka mükelleflerinin ekonomik durumlarını zorlaştırabilirken, aynı zamanda çocukların ve eşlerin yaşam standartlarını da olumsuz etkileyebilir.
Bu nedenle, mahkumiyete ilişkin ceza ilamları ile ilgili tazminat ve yargılama giderleri konusunda kesin bir kararın alınması, her iki tarafın da haklarını koruma altına almak için önemlidir. Herhangi bir ihtilaf durumunda, uzman bir avukattan yardım almak, sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından büyük bir önem taşımaktadır.
Neden Kesinleşmeden İcraya Konulamaz?
Nafaka davaları ve diğer hukukî süreçlerde, herhangi bir kararın icraya konulabilmesi için belirli şartların sağlanması gerektiğini biliyoruz. Nafaka Kesinleşmeden İcraya Konulabilir Mi? sorusuna cevap ararken, kesinleşmeden icraya konulmanın engellerini incelemek hayati önem taşımaktadır. Öncelikle, bir kararın hukuken geçerli olabilmesi için kesinleşmesi gerekmektedir. Kararın kesinleşmesi, o kararın temyiz gibi yargı yolu aşamalarının sona ermesi ve kesinleşmiş bir yargı kararı haline gelmesi anlamına gelir.
Kesinleşmemiş bir karar, taraflar üzerinde kesin ve bağlayıcı etkiler yaratmadığından, bu tür kararlar icra takibine konu edilemez. Bu durum, özellikle karşı tarafın hukuksal haklarının ihlal edilmesini önleme amacı taşır. Zira, henüz kesinleşmemiş bir nafaka kararı, itiraz ya da temyiz süreçleri dolayısıyla değişebilir ve bu süreçte bir tarafın yükümlülüklerini yerine getirmesi, adaletin sağlanması açısından sorunlu bir durum ortaya çıkarabilir.
Bunun yanı sıra, kesinleşmemiş nafaka kararlarında, tarafların mağduriyet yaşamaması için icra işlemleri durdurulmalıdır. Örneğin, nafaka alacaklısı, itiraz aşamasında olan bir kararın icra edilmesini talep ederse, nafaka yükümlüsü aleyhine haksız bir durum doğabilir. Aynı şekilde, nafaka yükümlüsü de kesinleşmemiş bir karar dolayısıyla yükleneceği maliyetlerden dolayı zor durumda kalabilir.
Diğer yandan, hukuk sistemimizde yapılan düzenlemeler, kesinleşmemiş icra taleplerini önlemek adına oldukça önemlidir. Bu düzenlemeler, sadece nafaka davalarını değil, aynı zamanda diğer aile ve şahıs hukukuna ilişkin davaları da kapsamaktadır. Dolayısıyla, hukukî uyuşmazlıkların çözüm sürecinin sağlıklı işlemesi için, kararların kesinleşmesi ön koşulu olarak öne çıkar. Bu bağlamda, kesinleşmeden icraya konulamadığı durumlar, hukuk sisteminin temel amortisör işlevi görmekte ve adaletin yerini bulmasına yardımcı olmaktadır.
KONU IŞIĞINDA YARGITAY KARARI
T.C.
YARGITAY
8. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/27211
K. 2016/15863
T. 1.12.2016
• KESİNLEŞMEDEN İCRA EDİLEMEYECEK İLAMLAR ( Taşınmazın Aynına Aile ve Şahsın Hukukuna Dair İlamlar Kesinleşmeden İcra Edilemeyeceği/Boşanma İlamı Aile Hukukuna Dair Olup Kesinleşmeden İcra Edilemeyeceği – Bu Konuya Dair Şikayetlerin Kamu Düzenine Dair Olması Nedeni ile Süresiz Olarak İcra Mahkemesi Önüne Getirilebileceği/Şikayetin Süreden Reddine Karar Verilemeyeceği )
• BOŞANMA İLAMINA İLİŞKİN HÜKÜMLERİN AİLE HUKUKUNA DAİR OLDUĞU ( Kesinleşmeden İcra Edilemeyeceği – Bu Konuya Dair Şikayetlerin Kamu Düzenine Dair Olması Nedeni ile Süresiz Olarak İcra Mahkemesi Önüne Getirilebileceği/Şikayetin Süreden Reddine Karar Verilemeyeceği )
• İŞTİRAK NAFAKASI ( Boşanma Hükmünün Fer’isi Mahiyetinde Olduğu/Talep Edilebilmesi İçin Hükmün Kesinleşmesi Gerektiği – Müşterek Çocuklar İçin İştirak Nafakasına Hükmedildiği ve İlamın Kesinleşmediği/Şikayetin Süreden Reddine Karar Verilemeyeceği )
4721/m.174
6100/m.Geç.3
1086/m.443
ÖZET : Taşınmazın aynına, aile ve şahsın hukukuna dair ilamlar kesinleşmeden icra edilemez. Boşanma ilamı, aile hukukuna dair olup, kesinleşmeden icra edilemez. Bu konuya dair şikayetler kamu düzenine dair olması nedeni ile süresiz olarak İcra Mahkemesi önüne getirilebilir.
Şikayetin konusu boşanma ilamı ile hükmedilen iştirak nafakasının ilam kesinleşmeden talep edilemeyeceğine ilişkindir. İştirak nafakası, boşanma hükmünün, fer’isi mahiyetinde olduğundan, talep edilebilmesi için hükmün kesinleşmesi gerekir. Müşterek çocuklar için iştirak nafakasına hükmedildiği ve ilamın kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Şikayetin süreden reddine karar verilmesi doğru değildir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire’ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Borçlu vekili takip dayanağı ilamın henüz kesinleşmediğini, takipte iştirak nafakası talep edildiğini, boşanma ilamı henüz kesinleşmeden iştirak nafakası talep edilemeyeceğini ileri sürerek icra emrinin iptalini istemiştir.
Mahkemece icra emrinin 08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihten itibaren yasal yedi günlük sürede şikayet başvurusunda bulunulmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir.
Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;
6100 Sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK’nun 443. maddesine göre, taşınmazın aynına, aile ve şahsın hukukuna dair ilamlar kesinleşmeden icra edilemez. Boşanma ilamı, aile hukukuna dair olup, kesinleşmeden icra edilemez.
Bu konuya dair şikayetler kamu düzenine dair olması nedeni ile süresiz olarak İcra Mahkemesi önüne getirilebilir. ( HGK’nun ….06.2000 tarih 2000/…-1002 s. )
Somut olayda, şikayetin konusu boşanma ilamı ile hükmedilen iştirak nafakasının ilam kesinleşmeden talep edilemeyeceğine ilişkindir. İştirak nafakası, boşanma hükmünün, fer’isi mahiyetinde olduğundan, talep edilebilmesi için hükmün kesinleşmesi gerekir.
İcra takibinin dayanağı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/91 Esas 2010/98 Karar sayılı ilamında müşterek çocuklar için iştirak nafakasına hükmedildiği ve ilamın kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Her ne kadar tedbir nafakasının tahsili için ilamın kesinleşmesi gerekmez ise de dayanak ilamda iştirak nafakasına hükmedilmiş olup iştirak nafakası ilamın kesinleşmesi ile muaccel hale geleceğinden ilam kesinleşmeden takibe konu edilemez. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek şikayetin süreden reddine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulüyle Mahkeme kararının İİK’nun 366 ve 6100 Sayılı HMK’nun Geçici maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK’nun 366 maddesi gereğince Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 01.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sıkça Sorulan Sorular
Nafaka kesintisi icra sürecinde nasıl ortaya çıkar?
Nafaka kesintisi, bir tarafın nafaka yükümlülüğünden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda icra sürecine girebilir. Genellikle boşanma veya ayrılık durumlarında, bir tarafın diğerine ödemesi gereken nafaka tutarının zamanında ödenmemesi halinde icra takibi başlatılabilir. Bu tür bir takibin başlatılması, nafakanın icra edilebilirliğini artırır ve alacaklı tarafın haklarını korur.
Nafaka kesinleşmeden icra takibi yapılabilir mi?
Evet, nafaka kesinleşmeden icra takibi yapılabilir. Mahkeme kararı henüz kesinleşmemiş olsa bile,tedbir nafaka kararının verildiği tarihten itibaren icra takibi başlatılabilir. Bu durum, alacaklı tarafın nafaka yükümlüsünden alacağını zamanında tahsil etmesine olanak sağlar. Ancak, icra takibi başlatmadan önce dikkatli bir şekilde hukuki danışmanlık almak faydalı olacaktır.
Nafaka borcunu ödemeyenler için ne tür yaptırımlar uygulanabilir?
Nafaka borcunu ödemeyen kişilere karşı çeşitli yaptırımlar uygulanabilir. İcra takibi başlatıldığında, borçlunun malvarlığına ve gelirine haciz konulabilir. Ayrıca, borçluya karşı hukuki süreç başlatılarak icra hukuku çerçevesinde icrai takip işlemleri gerçekleştirilebilir. Bu durum, borçlunun nafaka yükümlülüğünü anlama ve yerine getirme konusunda ikna edilmesine de yardımcı olur.
Nafaka ödemeleri ne sıklıkla yapılmalıdır?
Nafaka ödemeleri genellikle mahkeme tarafından belirlenen sürelerde yapılmalıdır. Bu süreler, genellikle aylık olarak belirlenir. Mahkeme, nafakanın miktarını ve ödeme tarihlerini belirlediğinde, bu koşullara uymak her iki taraf için de yasal bir zorunluluktur. Ödemelerin zamanında yapılmaması durumunda, alacaklı taraf icra takibi başlatma hakkına sahiptir.